|  | 
  
              
                | 
                  Sigara Ve Kanser 
                  Prof.Dr. Mehmet CİHANOĞLU
 |  |  
                | “Kanser” kelimesi duyulduğunda çoğu 
                zaman içimizi bir ürperti kaplar. Dünyada her yıl milyonlarca 
                insan kanser sebebiyle hayatını kaybetmekte. Son yıllarda tıp 
                alanındaki baş döndürücü gelişmelere rağmen bu amansız ve 
                korkulu hastalığın sebepleri tanı olarak ortaya konamadı ve 
                tedavisi de halihazırda tam olarak mevcut değil. Bu yazımızda 
                kanserin bilinen en önemli sebeplerinden olan ve tıp 
                literatüründe “kötü bir alışkanlık” olarak değerlendirilen 
                sigara ile kanser ilişkilerini son bilgiler ışığında 
                değerlendireceğiz.
 
 GİRİŞ
 
 Sigara dumanı, bütün dünyada kanserin en önemli önlenebilir ve 
                korunulabilir sebebi olup, kansere bağlı ölümlerin % 30’undan 
                sorumludur.1,2 Sigara içme, akciğer kanseri 
                oluşumunda en önemli faktördür. Yapılan çok sayıdaki çalışma 
                sigaranın ağız boşluğu, gırtlak, yemek borusu, mesane, böbrek, 
                mide, pankreas, rahim ağzı ve kan kanserlerinin gelişmesine 
                katkıda bulunduğunu da göstermiştir.2
 
 Sigara dumanı, 4000’den fazla farmokolojik olarak aktif, kanser 
                yapıcı bileşik içeren bir karışımdır. Poliaromatik 
                hidrokarbonlar, heterosiklik hidrokarbonlar, N-nitrozaminler, 
                aromatik aminler, aldehitler, uçucu karsinojenler, inorganik 
                bileşikler ve radyoaktif elementler dahil 43 adet karsinojenik 
                madde sigara dumanında tanımlanmıştır (Tablo-1).3,5 
                Bu maddeler kanser oluşumunda 1 veya 1’den fazla basamakları 
                etkilerler. Kanser oluşumunda 2 basamak vardır.6 
                Karsinojenlerin metabolizma ürünleri önce DNA’ya bağlanarak onu 
                hasara uğratırlar. Kanserleşmenin ileri safhalarında 
                kanserleşmiş hücreler habis fenotipe (şekle) dönüşür.
 
 Sigara dumanındaki poliaromatik karbon bileşenlerinin tümör 
                başlatıcı etkileri olduğu tespit edilmiştir. Yapılan deneyler 
                neticesinde sigara ziftinin hayvanlarda tümöre sebep olduğu 
                görülmüştür. DNA hasarı asbest ve alkol gibi çevresel ajanlar 
                ile hızlandırılabilir.8
 
 Sigara dumanındaki aktif karsinojen maddelerin sebep olduğu 
                mutasyonların, kanseri durdurucu genlerin hücrede çalışmamasına 
                yol açtığı düşünülmektedir.9
 
 Sigara dumanı yalnız başına güçlü kanser uyarıcılar ihtiva 
                etmesine rağmen kansere yakalanma işyerindeki ve çevredeki diğer 
                kimyevî maddelere yeterli dozda, sürede ve hızda maruz 
                kalındığında gerçekleşmektedir.
 
 Alkol ve sigara, birlikte kullanıldığında ağız, gırtlak ve yemek 
                borusu kanser riski önemli ölçüde benzer olarak sigara içen ve 
                asbest veya radyoaktif artık ürünlere maruz kalan işçilerde 
                akciğer kanser riski büyük ölçüde artar.7,8 Netice 
                olarak tütün dumanı ile bünyeye ve çevreye ait birçok faktörün 
                karşılıklı tesirleri, kişinin sigaraya bağlı kanser riskini 
                tayin eder. Bu arada kansere yakalanma için gerekli şartlardan 
                biri de kişinin genetik yapısının kansere yatkınlık genlerini 
                ihtiva etmesidir. Bu noktadan sizde bu yatkınlık genleri var ve 
                üstüne sigara içiyorsanız kansere yakalanma riskiniz çok fazla 
                artmış olacaktır. Eğer sizde akciğer kanserine yakalanma riskine 
                yatkın gen veya genler yoksa, sigara içmeniz sizin akciğer 
                kanserine yakalanma riskinizi artırmayacaktır. Tütüne bağlı 
                kanser oluşumunda, karakteristik olan uzun gizli bekleme dönemi 
                ve kanserleşmiş hücrelerde devamlı ilerleme, dumandaki tümör 
                hızlandırıcılarının kronik etkilerine bağlı olarak ortaya çıkar.7
 
 Tütünün kanser uyarıcı etkisi en fazla bronş duvarı gibi direkt 
                olarak sigara dumanına maruz kalan dokular üzerinde görülür. 
                Bununla birlikte uzak organlar da dumandaki çeşitli aktif 
                bileşiklerden etkilenir. Tütündeki bazı bileşiklerin metabolik 
                aktivasyonu ile vücutta özel kanser uyarıcılar oluşur. Bunlar 
                arasında en önemlileri, bazı aromatik aminler ve N-nitrozaminlerdir.7 
                Vücudumuzdaki özel yerlerin hassasiyeti, aktif bileşenlerin 
                emilim, taşınma ve yoğunluğuna bağlıdır. Meselâ bir tütün dumanı 
                metaboliti olan 2-naftilamin idrar torbası kanser riskini 
                artırır.
 
 SİGARA İÇME İLE İLGİLİ KANSERLER
 
 Akciğer Kanseri
 
 Günümüzde erkek ve kadınlar arasında kanserden ölümlerin en 
                başında akciğer kanseri gelir. Akciğer kanserinin %80-90 sebebi 
                doğrudan sigara içmeye bağlıdır. ABD’de 1991’de yayınlanan bir 
                rapora göre 161.000 yeni akciğer kanser vakası ve 143.000 ölüm 
                meydana geldiği tespit edilmiştir.1 Vak’aların 2/3’ü 
                erkektir. Son 40 yılda akciğer kanser yoğunluğunda %250 
                oranındaki bu artış, 20 yaşından önce sigaraya başlayanların 
                sayısındaki artış ile paraleldir. Erkeklerde akciğer kanser 
                artış hızı 1984’de zirveye ulaşmış ve günümüzde azalmaya 
                başlamış, ancak ölüm oranı değişmemiştir. Kadınlarda ise akciğer 
                kanser sıklığı yılda %5’lik bir hızla artmaya devam etmektedir.6 
                1987’den bu yana her yıl meme kanserine, göre daha fazla kadın, 
                akciğer kanserinden ölmektedir.
 
 Kronik bronşit gibi solunum yolunu daraltan hastalığı olanlarda 
                veya başka bir kanseri olanlarda sigara içimi akciğer kanseri 
                riskini daha da artırmaktadır.13
 
 Son zamanlarda yapılan çalışmalara göre A,C vitamini ve ß-karolen 
                içeren diyetle beslenme, sigara içenlerde akciğer kanser riskini 
                azaltmaktadır. Meselâ, sigara içerken aynı zamanda bitki 
                kaynaklı yüksek oranda A vitamini alan kişilerde akciğer kanser 
                riskinin azaldığı gözlenmiştir.14 Bu olumlu etki kanser 
                oluştuktan sonra A vitamini verildiğinde bile ortaya 
                çıkmıştır.15
 
 İş yerinde solunan zararlı tozlara maruz kalmanın akciğer 
                kanseri riskini artırdığı gösterilmiştir. Asbestli yerlerde 
                çalışan ve sigara içen erkeklerde akciğer kanserine yakalanma 
                riski, asbeste maruz kalmayan işyerinde çatışan fakat sigara 
                içen erkeklere kıyasla 5 kat daha fazladır.8 Benzer şekilde, 
                sigara içen uranyum madeni işçilerinde akciğer kanseri gelişme 
                riski, sigara içmeyen uranyum işçilerindekine göre 10 kat daha 
                fazladır.16
 
 Çevre faktörlerine gelince, hava kirliliği veya topraktaki 
                uranyumun bozunumundan oluşan radyoaktif radon gazına ev ve 
                işyerlerinde maruz kalmanın, akciğer kanseri riskini artırıcı 
                bir faktör olduğu bildirilmiştir.17
 
 Sigara, akciğerdeki hava keseciklerinde, solunum epiteli ve 
                diğer dokularda patolojik değişikliklere yol açar. Hasarlı 
                dokuda biriken sigara dumanı partikülleri ve gazlar, akciğer 
                kanserinin başlama ve ilerlemesinde aktif rol oynayan çeşitli 
                kanser uyarıcı maddeler taşırlar.7,10
 
 Gırtlak (Larinks) Kanseri
 
 Sigaranın sebep olduğu kanserler içinde en önde gelenlerinden 
                biri de gırtlak kanseridir. ABD’de, 1991’de 12.500 yeni gırtlak 
                kanseri vakası tespit edilmiş olup hastaların 3650’si ölmüştür.1 
                Oldukça nadir görülen bu tümör vakalarının %82’si doğrudan 
                sigaraya bağlıdır.2 Yeni teşhis konan hastaların 
                %82’si erkektir. Gırtlak kanseri, sigara içenlerde, içmeyenlere 
                göre 8-10 kat daha fazladır.3
 
 Filtreli ve düşük zift bulunduran sigara içenlerle, 
                pipo içenlerde risk orta 
                derecededir.18
 
 Alkol, gırtlak kanseri için bağımsız ve önemli bir risk 
                faktörüdür. Sigara ve alkolün ortak tesiri, yalnız başına sigara 
                veya alkole göre gırtlak kanser riskini %75’in üzerinde artırır.11
 
 Kanser oluşumunda gırtlak dokusu doğrudan sigara duman 
                partiküllerine maruz kalır. Doku değişikliklerinin sıklığı hiç 
                sigara içmeyenlerde en düşük, eskiden sigara içenlerde orta 
                derecede ve sürekli sigara İçenlerde en büyüktür.19
 
 Yemek Borusu Kanseri
 
 Yemek borusu kanserine bağlı ölümlerin yaklaşık %80’i sigaradan 
                kaynaklanır. 1991’de ABD’de yemek borusu kanserinden 15.000 kişi 
                ölmüştür.12 Siyahlarda bu nisbet daha yüksektir. 
                Hastalık, erkeklerde kadınlara göre daha sıktır ve önemli bir 
                coğrafî farklılık gösterir.6
 
 Risk, sigara içenlerde, içmeyenlere göre 8-10 kat artar.2 
                Kanser riski sigara kesildikten sonra hızla azalır ve 15 yıl 
                sonra kanser oranı hiç sigara içmeyenlerdekine yaklaşır.
 
 Sigara ile birlikte alkol kullanıldığında risk en büyüktür.10,12
 
 Yemek borusu sigara dumanına direkt olarak maruz kalmamasına 
                rağmen, sigara dumanı içindeki maddeler ağızda birikir ve 
                yutulur. Ayrıca, benzo-a-piren’in yemek borusuna nüfuz ettiğine 
                ve kanser oluşturduğuna dair bulgular vardır.10
 
 SİGARA VE AKCİĞER KANSERİ
 
 Akciğer kanseri riski, sigara içme ile 12-22 kat artarken, 
                günlük içilen sigara sayısı ve sigara içme süresi ile de doğru 
                orantılıdır. Daha az oranda, içilen sigara tipi ve dumanı içeri 
                çekme derecesi İle ilişkilidir. Puro ve 
                pipo içmede bu riskin artışı 7 
                kat dolayındadır.2,10,11 Günde 40 veya daha fazla 
                sigara içenlerde akciğer kanser riski, günde 20 veya daha az 
                sigara içenlere göre yaklaşık 2 kat yüksektir, yine 15 yaşın 
                altında sigaraya başlayanlarda akciğer kanser riski 25 yaşından 
                sonra sigaraya başlayanlara göre 4 kat daha fazladır.
 
 Sigarayı bıraktıktan sonra 5 yıl içinde risk %20 azalır. Bu 
                risk, sigara içmeyenler düzeyine inmezse de süre uzarsa, daha 
                erken yaşta bırakılırsa ve filtreli sigara içilmişse daha çok 
                azalır.
 
 Diğer kanserlerde olduğu gibi sigara içmeye ilaveten kişi ve 
                çevreye ait faktörler de önemlidir. Anne ve babasında akciğer 
                kanseri olan sigara içenlerde, akciğer kanseri gelişme riski 
                yaklaşık 5 kat artar,13 ki bu kesin olmamakla 
                birlikte ailevî yatkınlığı gösterir.
 
 SİGARA İLE İLGİLİ DİĞER KANSERLER
 
 Sigara içen erkek ve kadınlarda içmeyenlere göre mesane, böbrek, 
                pankreas, mide, rahim ağzı ve kan kanserine yakalanma riski 
                ortalama 2-3 kat daha fazladır. Pipo 
                içenlerde de risk orta derecede artar. Risk oranı, günlük içilen 
                sigara sayısı, içme süresi ve dumanı içine çekme derecesi ile 
                doğru orantılıdır.10 Ayrıca makat, penis ve kadın dış 
                genital organ kanserlerinin sigara içenlerde içmeyenlere göre 
                daha yaygın olduğu bulunmuştur. Risk, serviks kanserinde olduğu 
                gibi sigara içme süresi ve günlük içilen sigara sayısı ile 
                orantılıdır.25 Mesane ve böbrek kanseri oluşumunda 
                sigaranın iş yerindeki kimyevî maddeler ile etkileşimi 
                önemlidir. Organik kimyevî maddeler, boya, kauçuk, deri, lastik 
                ve diğer sanayi ürünleri ile meşgul olan işçilerde mesane 
                kanseri sıklığı artar.
 
 Özellikle aromatik aminlerden 2-naftilamin ve 4-aminobifenil 
                oldukça güçlü mesane kansinojenleridir.23
 
 SONUÇ Görüldüğü üzere sigara ile kanser arasında pozitif 
                bir ilişki vardır. Sigara, özellikle alkol ile birlikte 
                kullanıldığında kansere yakalanma riskini önemli ölçüde 
                artırmaktadır. Bugün sigara ile alkol kullanma alışkanlığı 
                insanımızın sağlığını sürekli tahrip etmektedir. Çok değişik 
                şekillerde ferdî ve içtimaî olarak “zararı pek çok, yararı hiç 
                yok” olan bu kötü alışkanlığın mutlaka bırakılması 
                gerekmektedir. ABD gibi gelişmiş Batı ülkelerinde sigara içme 
                oranı gittikçe azalırken ve %30’larda seyrederken, ayrıca kapalı 
                yerlerde sigara içmek yasaklanmışken, bizim ülkemizde bu oranın 
                hâlâ %50-70’lerde olması son derece üzücü ve düşündürücüdür.
 
 İnsan sağlığının ucuz olduğu ülkemizde halkımızın sağlığının 
                korunması, idarecilerimizin sorumlulukları arasındadır. Şimdilik 
                hiç olmazsa yetkililerden ve milletvekillerimizden, kapalı 
                yerlerde sigaranın yasaklanması ile ilgili kanun tasarısının bir 
                an evvel meclisten geçmesi için hassasiyet göstermelerini ve bu 
                sessiz toplu intiharlara dur demelerini bütün kamuoyu dört gözle 
                beklemektedir.
 
 
 KAYNAKLAR
 
 1- Boring CC, Squires Ts, Tong T: Cancer static’s 1991; CA 4119.
 
 2- Us Department of Health and Human Services: The Health 
                smoking: 25 years of Progress. Office on Smoking and Health. 
                DHHS Publication No CDC 1389; 39-8411
 
 3- Newcomb PA, Carbone PP: The Health Consequences of smoking, 
                Med Clin North Am 1992; 762:305.
 
 4- Scoggin CH. Pulmonary Neoplasms. In: Wyngaarden JB, et al, 
                eds. Cecil Textbook of medicine. Vol 1. Philadelphia : WB 
                Saunders Company, 1992; 435.
 
 5- Weiss JW. Carcinoma of the lung. In: Wilson JD, Braunwald E, 
                Isselbacher KJ, Pedersdorf RG, Martin JB, Fauci AS, Root RK, eds. 
                Harrison's Principal of Internal Medicine. Mc Graw-Hill Inc, 
                1991: 358.
 
 6- US Department of Health and Human Services: 1990 Annual 
                Cancer Statistics Review: Cancer Trends 1973-87. DHHS 
                Publication No NIH1990; 90-2789
 
 7- International Agency for Research on Cancer; Tobacco Smoking. 
                IARC Monographs on the Evaluation of the Carcinogenic Risk of 
                Chemicals to Humans. Volume 38. Lyon, International Agency for 
                Research on Cancer. 1986.
 
 8- Saracci R: The interactions of tobacco smoking and other 
                agents in cancer etiology. Epidemiol Rev 1987; 9:175.
 
 9-Bishop J: The molecular genetics of cancer. Science 1987; 
                235:305.
 
 10-US Department of Health and Human Services: The Health 
                Consequences of Smoking: Cancer. A Report of the Assistant 
                Secretary for Healthy, Office on Smoking and Health. DHHS 
                Publication No PHS1982; 82-501779.
 
 11-Wynder EU Covey LS, Marucrt K, el al: Environmental factors 
                in cancer for the larynx. Cancer 1990; 38: 1591.
 
 12-McDuffie HH, Klaassen Dj, Dosman JA: Determinants of cell 
                type in patients with cancer of the lungs. Chest 1990; 98:1187.
 
 13-Samet M. Homble CG, Pathak DR : Personal and family history 
                of respiratory diseases and king cancer risk. Am RV RESPIR DIS 
                1986; 134:466.
 
 14-Colditz GA, Stampfer MJ. Willett WC: Diet and lung cancer. A 
                review of the epidemiologic evidence in humans. Arch Intern Med 
                1987; 147:157
 
 15-McCormick DL, Burns FJ, Albert RE: Inhibition of benz a 
                pyrene induced mammary carcinogenesis byretrinyl acetate. J Natl 
                Cancer Inst 1981,66:559.
 
 15-Haley N, Samet JM, Cross FT, et al: Contribution of radon and 
                radon daughters to respiratory cancer. Environ Health Perspect 
                1986:70:17,
 
 17-National Research Council: Health risks of radon and other 
                internally deposited alpha emitters. Washington, DC, National 
                Academy Press, 1988.
 
 18-Wynder EL, Stellman SD : Impact of long-term filter cigarette 
                usage on lung and larynx cancer risk: A case-control study. J 
                Natl Cancer Inst 1979; 62:471.
 
 19-Muller KM, Krohn BR; Smoking habits and their relationship to 
                precancerous lesions of the larynx. J Cancer Res Clin Oncol 
                1980:965:211.
 
 20-Blot W, McLaughlin JK. Wenn D, et al: Smoking and drikning in 
                relation to oral and pharyngeal cancer. Cancer Res 1988:48:3282.
 
 21-Schottenfeld D; Epidemiology of cancer of the esophagus. 
                Semin Oncol 1984:11:92
 
 22-Franceschi S, Tolamini R, Barra S, et ai: Smoking and 
                drinking in relation to cancers of the oral cavity, pharynx, 
                larynx, and esaphagus in nothern Italy . Cancer Res 1990; 
                50:6502.
 
 23-Craddock VM: Nitrosamines and hulan cancer: Proof of an 
                association? Nature 1983; 306:638
 
 24-Longnecker DS, Shinozuka H- DEkker A: Focal acinar cell 
                dysplasia in human pancreas. Cancer 1980;45:534
 
 25-Brinlon LA, Nasca PC. Mallin K, et al: Case-Control study of 
                cancer of the vulva. Obstet Gyecol 1990:75:859.
 
 |  
 
http://www.sizinti.com.tr/konular.php?KONUID=3310    
adresinden alınmıştır. 
  |  |