ANASAYFA    PİPO    PİPO GALERİ    LÜLETAŞI    LÜLETAŞI PİPO GALERİ    TÜTÜN    TÜTÜN GALERİ
 
AKSAM ve AKSESUAR    ÖNERİLER    KONUK DEFTERİ
 
  LİNKLER    TÜRKİYE PİPO KULÜBÜ

 
 
 

PiPO

 


 
 

 

 
 

"Fransa`nın Jura dağı eteklerinde SAINT CLAUDE`nin köylerinde pipo yapımının en eski ustaları bulunmaktadır. İlk önce Ateşle Pişirdikleri Çamurdan ticari amaçlı pipo üretmişler; Fakat çok hassas olan kil hem ısınmış, hemde çabuk deforme olmuş (kırılmıştı). Bunun üzerine mobilya şehri olan SAINT CLAUDE`de ahşap üzerine yapılan araştırmalar ERICA ARBOREA`nın ateşe dayanıklı ve kendini koruyan bir sisteme sahip olduğunu gösterdi. Ve taştan, çamurdan yapılan pipoların yerine 1855-1859 yılları arasında ERICA en mükemmel materyal olarak kabul edildi. Bu bilgiler Fransa`da şehir kütüphanesinde mevcuttur.
Ayrıca bir Fransız (Francois COMOY) hakkında piponun imalatını yaptığı hususunda bilgilerde mevcuttur.
Francois COMOY 1825`te kilden yaptığı pipoların atölyesini Saint Claude`de kurmuştu. 23 sene sürdürdüğü bu iş, Comoy`un oğlunun 1848`de ilk kez gülkökünü pipo yapımında kullanmasıyla farklı bir boyut kazandı ve ERICA Piponun tarihi süreci başlatmış oldu.
Yine bir araştırmaya göre, Ulysse COURRIEU isminde bir ustanın Saint Tropez`in COGOLIN köyünde 1802 den beri bu kökü pipo yapımında kullandığı kaynaklardan tespit edilmiştir. Birde kuzey İskandinav ülkelerinde (Adalar, Hollanda, İngiltere, Danimarka, İrlanda) ve kuzey buzullarına yakın (Kanada) yakınlarında 1900`lü yıllardan sonra çok yaygın bir şekilde kullandığı biliniyor."


Gül kökü piponun temel malzemesidir. Bir fundalık, Funda ağacı olan ERICA tam bir ağaç değildir. Birçok dalları olan daha çok çalıyı andıran bir bitkidir. 410 metreye kadar uzayan, çok sert ve gözenekli bir KÖKÜ olan bitkidir. Şaşırtıcı fakat bu bitkinin kökü (Erica) nefes alıp verebilen yani kendini yenileyen bir yapıya sahiptir.
Kökün pipo haline gelmesi çok uzun zaman ve meşakkatli işlemler gerektirir. Çünkü kökün yapısı çok sert olduğu için işlemesi de, doğru yerden doğru kökün çıkartılması kadar zor ve önemlidir. Bu kök diğer ağaçlar gibi damarlara değil, lif lif ince ve sık dokulu bir yapıya sahiptir. Damarları kökten yukarıda yani gövde ve dallardan mevcuttur. Kök kendi yapısında Quartz denilen cam gibi sert ve kaygan bir yapı oluşturur. Bu yüzden dünyada yoğunluğu en fazla olan gruplardan bitkilerde en önemlisidir. Ağacın ısıya dayanıklılığını arttıran özellikle budur. Ağaç zamanla toprak altında tohum üretir ve yukarıda anlattığımız gelişimini (yoğunlaşması ve gözeneklerini) 10-12 senede ancak tamamlayabilir.
İyi bir ağaç her zaman iyi bir pipo olmaz. Usta bir içici rengine, görünümüne, ambalajına, parlaklığına bakıp PİPO almaz. Unutmayın ağacın dizaynı, lekesiz, temiz ve belki de en önemlisi düzgün delinmiş olması içici için daha önemli özelliklerdir."
 


 

Geçmişte ve günümüzde pipo yapımında birçok madde kullanılmıştır. Gül kökü ve Lületaşı günümüzde pipo yapımında en yaygın olarak kullanılan maddelerdir. Ancak bunların yanı sıra pipo yapımında kullanılan değişik maddeler de vardır. Bunlardan biri de; Cam Pipo` lardır.

Cam pipolar, renkleri ve görünüşlerinden dolayı daha çok süs eşyası olarak kullanılmaktadır. Pipo kullanıcılarının pek de tercih etmediği bir türdür. Ancak az da olsa kullanıcı kitlesi vardır. Piposeverler, kullanmaktan çok koleksiyon amaçlı olarak tercih etmektedir.
 


“Altaylar’ın giyim kuşamından bahsedilirken, çok fakir kimselerin ancak çizmesi, pantolonu ve kürkü bulunduğu, şapka yerine de başlarına bir bez sardıkları, fakat hepsinin de bıçağı, kuşağı, sünger kutusu, tütün torbası ve piposu bulunduğu söyleniyor. 

Radloff’un gözlemlerine göre tütün torbası ve pipo, sağ çizmenin konçu ile çorap arasında saklanır, piponun ağzı çizmenin kenarından gözükürdü. Hem erkekler, hem kadınlar, hem kızlar tütün torbalarını ve pipolarını çizmelerinde taşırdı. 

Edvard Babraşev’in verdiği bilgiye göre bekâr kızlar saçlarını ikiye ayırmaz ve pipo içemezlerdi, buna karşılık evli kadınlar erkeklerden daha çok pipo içerdi. Tütün torbası deriden yapılmıştır ve derin değildir, üst tarafında üç zoll kadar uzunluğunda mahruti bir ek kısım vardır. Altay piposu (Altay kangzası) demirden yapılmıştır; başlık kısmı ile sapı yekparedir...

Erkekler, kadınlar ve çocuklar ancak yemek yemek için veya başka bir iş yüzünden mecbur kaldıklarında pipolarını ağızlarından bırakır. Çocuklarını teskin etmek için annelerin, çocuklarının ağızlarına pipo soktukları da vakidir.”

(Emine Gürsoy-Naskali, Sibirya Türkleri ve Tütün Alışkanlığı, Sibirya Araştırmaları)

 



DİKKAT !!!

Pipo içerken, piponun dumanı sigara gibi
İÇE ÇEKİLMEZ.

Sadece duman ağızda dolaştırılıp tütünün tadı alınır (hissedilir) ve hiçbir şekilde içe çekilmez. Dumanı içinize çekerek pipo içerseniz konunun sağlık yönü bir tarafa, gerçek pipo içim tadını alamazsınız ve yaptığınız pipo içmek olmaz.
 
 

 

    "Sigarayı bırak dedi. Onu yakıyor,
    yarısını içiyor ve tıpkı sokak kadınları
    gibi fırlatıp atıyorsun...
 
    Ayıp şeyler bunlar!
 
    Pipoyla evlen! O, sadık bir kadındır.
    Eve dönünceye kadar hareketsiz
    bekler seni"

    (Nikos KAZANCAKİS, ZORBA,
    Syf. 57, Can Yayınları)

( Derleyen : Murat Utkucu ) 

" Eski bir İngiliz geleneğiydi; soylu ailelerin erkek çocuklarına, delikanlılık çağına geldiklerinde bir kılıç ve bir pipo takımı hediye edilirdi.

Hediye edilen pipo takımı, soylu çocuk doğduğu gün bir uşağa verilir ve onu kullanması istenirdi. Amaç, yıllarca uşak tarafından kullanılan pipoların, ısırgan otu tadından kurtulup, zehiri özümseme yeteneğini geliştirmesiydi. Çocuk büyüyene kadar pipolar, sağlıklı bir içime hazırlanmış olurdu.

Pipo kullanma yaşına gelen asilzadenin delikanlı oğlu da böylece hiç emek harcamadan iyi bir pipo takımının sahibi olurdu..."

(BAY PiPO, Syf. 13 - Soner Yalçın / Doğan Yurdakul - Doğan Kitap)



("http://aksamgezmesi.tripod.com" dan alınmıştır.)

" Pipo tüttürmek ne kadar keyifliyse; bir o kadar da adap işidir. Aslında pipoya ilişkin özel tarih, söylence düzeyinde de olsa çok eski: Yunan mitolojisine göre Epimetheus, kardeşi Prometheus'un tanrılardan çaldığı ateşin kokusundan o kadar etkileniyor ki, onu bir saman sapıyla içine çekmeye başlıyor. Ve iki kardeş de tanrılara özgü olan bir şeye el uzattıkları için cezalandırılıyor.
Piponun dünyaya yayılması Amerika kıtası üzerde olmuş. Kolomb sonrası İspanyol ve Portekizli denizcilerle birlikte; yerlilerin kil, taş ve kemikten yapılmış pipoları da Avrupa ya taşınmış. Su kabağı, hindistan cevizi kabuğu, kemik,mısır koçanları, ceviz kabuğu ve porselen kullanılan malzemelerin başlıcalarıymış. Şimdilerde en revaçta olanı gül ağacı kökünden ve budaksız kısmından yapılanı. Akdeniz kıyılarına özgü bir bitki olan "Erica Arborea" çalısını -bizde yabani gül deniyor- kökü önce topraktan çıkarılıyor. Yaşları 30 ile 200 yıl arasında olan kökler temizleniyor, ileride alacakları şeklin kaba hatlarına göre kesiliyor, fırınlanıyor ve bir yıl boyunca doğal ortamda kurutuluyor. Açık renkli yumrulardan yapılan pipolar daha makbul."

www.iris.com.tr/arsiv/012000/hobisanat/pipo_icmek.htm

"Pompei`deki fresklerden birinde görülen pipo, tütünün ortaya çıkışından çok önce bulunmuştur. Avrupa`da Keltlere mal edilen kil ve demirden yapılmış çok sayıda pipo ele geçmiştir. A.B.D.`de de pipolara rastlanmıştır (Delaware). Bununla beraber pipo, tütünün ortaya çıkışından daha sonra yaygınlaştı. Afrika`da kocaman, taştan pipolar, Doğu`da esrar çekilen zarif pipolar, İran`da ve Türkiye`de çubuklar ve nargileler, Avrupa`da da top lüleler yapıldı. Büyük Britanya ve Hollanda`da daha 1625`te pipo fabrikaları vardı.

Pipo yapımında çok çeşitli maddeler kullanılmıştır. Fırınlanmış kilden yapılan toprak lülelerin Fransa`da başlıca yapım merkezleri Givet, Saint Omer, Marsilya ve Nîmes şehirleriydi. Çubuk ve nargile de pişmiş topraktan yapılırdı. Orta Avrupa ve Alsace`ta günümüzde de yaygın olan porselen pipo Avusturyalı doktor Jacob Vilarus tarafından bulunmuştu. Anadolu`da bulunan magnezit lüle taşından pipolar yapmağa yarar, bunların ağzında genellikle kehribardan halkalar bulunurdu. Yanmış magnezit de katran ağacından pipoların yapımında kullanılmıştır. Kurşunî, fildişi, kehribar, cam, gümüş, mısır sapından yapılmış pipolar da vardır. Fakat pipo yapımında en çok kullanılan madde ağaç, özellikle Akdeniz bölgesinden ve daha çok Cezayir ve Konstantin`den getirilen ak funda köküdür.


Pipo imalinde yapılması gereken başlıca işlemler şunlardır: çaplama, taslağını çıkarma ve delme, potayı oyma, rendeleme, frezeden geçirme, sapı delme ve en sonunda başı rendeleme. Pipo, boyalı veya boyasızdır, cilâlanır, parlatılır, markalanır ve pipoya ebonit, pleksiglas veya kehribar bir halka geçirilir. Saint Claude (Jüra) ak funda köklerinden pipoların yapıldığı dünyaca tanınmış bir şehirdir."

(Meydan-Larousse, Büyük Lûgat ve Ansiklopedi, Meydan Yayınevi, 10.cilt, syf.140)



"Bu bir pipo değildir" adlı resim.

"Pipo, tütün içmek için kullanılan araç. İçine tütün doldurulan çanağımsı bir bölümle duman çekildiği bir saptan oluşur. Çanak bölümü kil, mısır koçanı, lületaşı vb`den yapılırsa da, bu iş için en yaygın malzeme ağaç fundası, ormangülü gibi bitkilerin köklerinden elde edilen ve Breuer adıyla bilinen odundur.

Pipoyla tütün içmek Amerika kıtasında ortaya çıkmıştı ve Meksika`da yapılan eski dinsel törenlerden kaynaklanıyordu. Daha kuzeydeki Amerika Yerlilerinin çeşitli tören pipoları vardı; bunların en önemlisi barış çubuğuydu. At kılı ve tüylerle süslenen bu pipoların çanakları mermer ya da steatitten yapılır, dişbudak ağacından 75-100 cm uzunluğunda sapları olurdu. Pipo içme alışkanlığını Avrupa`ya Yenidünya`ya gidip dönen denizciler getirdiler."

(Ana Britannica Genel Kültür Ansiklopedisi-17.Cilt-Syf.621-Ana Yayıncılık A.Ş. ve Encyclopaedia Britannica,INC.)
 

 
 
 

Anasayfa  Satıcı Adresleri  Tütün Yorumlarım  Piponun Zararları  Basında Pipo Web Sitem
Sıkça Sorulan Sorular  Pipo Ustaları ile Söyleşiler  Piponun Üstatları  Pipo Projeleri

E-Mail